Yayındasınız

Hayatın büyük tiyatrosunda, her birey farkında olsun ya da olmasın bir rol oynar. Uyandığımız an ile başımızı koyduğumuz zamana kadar geçen süre boyunca, sürekli değişen bir sahnede performans sergileriz. Eylemlerimiz, sözlerimiz ve etkileşimlerimiz sürekli olarak gözlemlenir, incelenir ve yorumlanır. Bir tiyatro oyunundaki oyuncular gibi; sevinç, keder, zafer ve zorluk dolu sahneler arasında geziniriz.

Günlük hayatın telaş ve koşuşturması içinde, her zaman sahnede olduğumuzu unutmak kolaydır. Hayatımızın ayrıntılarına kapılırız; genel hikayenin yerine bir sonraki sahneye odaklanırız. Toplumun beklentilerine veya uyum baskısına boyun eğerek, gerçek kimliğimizi yansıtmayan roller içine düşebiliriz. Kimliğimizi kabul arzusuyla uyum sağlama arasında denge kurmakta zorlanabiliriz, karakterlerimizi bozabiliriz.

Bir sahneye hazırlanan oyuncular gibi, rollerimizi anlamak için zaman ayırmalıyız. Bu, niyetlerimizi, değerlerimizi ve motivasyonlarımızı akılda tutmak, eylemlerimizi gerçek benliğimizle uyumlu hale getirmek anlamına gelir. Hayat, kendi ışığı altındaki birçok sahneyi bizlere sunar. Sadece büyük sahne değil, komşuyla sohbet ettiğimizde, eşimizle konuştuğumuzda veya çocuklarımıza bilgelik aktardığımızda bile, sürekli olarak hayatın gözetimi altındayız.

Hayatın sahnelerinin karmaşıklığı içinde, rol taklidi riski bulunmaktadır. Rollerimizi gerçekten yansıtamadığımızda, başkaları boşluğu doldurabilir. Bu, komşuyla iletişimde yanlış anlaşılma, ilişkilerimizde uyumsuzluk veya çocuklarımızın yetiştirilmesi üzerinde etki kaybı olarak ortaya çıkabilir. Dolayısıyla, asıl mesele rollerimizi en yürekten ve titizlikle oynama kabiliyetimizdedir.

Hayatın büyük tiyatrosunda, ışık kayabilir ve sahneler değişebilir. Ancak performansımızın özü sürekli olarak aynı kalır. Bu nedenle, performanslarımızın etkisinin, sahne sınırlarını aşarak hem kendi yaşam hikayemizi hem de çevremizdekilerin hikayesini şekillendirdiğini bilerek, rollerimizi nezaketle kabul etmeliyiz .

Uyanık ol ey insan; yayındasın… 

***

İnsanoğlu var olduğundan bu yana amacı hiç değişmemiştir. Mutlu başarılı olmak ve iyi ilişkiler kurmak. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi de insanın amacını amaç edinmiştir. "Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" programlarında sunduğu stratejilerle insanların dününden daha başarılı, daha mutlu ve daha marifetli olmalarına destek olur. 

"Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen biri vardır."

***