Benzer problemlerin çözümü de benzerdir.
Hayatımız.. Ne kadar özel değil mi? O kadar özel ki sadece bana hasmış gibi.. Problemlerim.. İsteklerim.. Arzularım.. Hırslarım… Sevinçlerim… Üzüntülerim.. Daha nice his.. Oysa benden önce de bu hayatı yüzlerce insan yaşadı. Doğdu, büyüdü ve öldüler. İçi içine sığmayacak kadar mutlu olan da oldu… Acıdan yanıp, kavrulan da..
Kimisi öyle çok çekti ki ailesinden.. Yeter, dedi. "Kurtulmak istiyorum bu zulümden" ve evlendi. Çözüldü mü problemi, acısı dindi mi? Hayır.
Bir başkası ticarette adeta zirveydi. Ama öyle işler açtı ki başına, öyle yanlış kararlar verdi ki; kendiyle birlikte etrafındakileri de çekti borç batağına.
Çocuğum içi yaşıyorum, derken ona en büyük zararı veren oldu anne babası.
Bir adam, bir kadın uğruna nice hayatlar feda edildi bağımlı olunca.
"Ben farklıyım"
"Ben farklıyım!" demek istiyor insan. Nefsini yüceltmek istiyor. "O hata yaptı evet ama ben bir başkayım!" diyor. Halbuki o kadar benzer ki yaşadıklarımız.
Doğumumuz herkesin doğumuna benziyor mesela.. Bir kadının rahminden dünyaya geliyoruz? Sebepsizce bir anda ortaya çıkan yok.. Sesler çıkarmaya başlama zamanımız benzer.. İhtiyaçlarımız benzer.. Anne kokusu istiyoruz, güvende hissetmek istiyoruz, karnımızı doyurmak istiyoruz, barınmak, beğenilmek, takdir edilmek istiyoruz.. Yürümeye çalışma stratejilerimiz de benzer; düşe kalka, deneye yanıla. Zaman geçiyor.. Çocukken eğlenmek, oynamak istiyoruz. Yaşama zamanımız farklı da olsa benzer şeyleri yapma ihtiyacı hissediyoruz..
Amacımız da benziyor; mutlu ve başarılı olmak istiyoruz.
Sorular ise çok benzer,
Bu kadar benzer şeyleri yaşarken, benzer problemler ile uğraşırken doğru cevapları bulamamamız çok ilginç. Hep cevaplamamız gereken bir soru var hayatta. Onlar da benzer.
Kalkıp kahvaltı hazırlayacak mısın eşine? Yoksa yataktan el sallamak yeterli mi?
Kahvaltı da domates, salatalık mı yersin? Yoksa mısır gevreği mi;?
Metro mu kullanacaksın, araba mı?
Ev işlerini mi yapacaksın? Yoksa yarım kalan dizini mi?
Ders çalışman lazım ama bilgisayarda oyun oynar mısın?
Kaza olma ihtimali var tedbir alacak mısın?
İhtiyacı olan var, sadaka verecek misin?
Bugün kaç insanın gülmesine, kaçının ağlamasına sebep oldun?
Çocuğunu yetiştirmek mi amacın, yoksa büyütmek mi?
Adaletin var mı? söz konusu evladın olunca.
İş yerinde çalışacak mısın? Yoksa zaman mı geçireceksin?
Daha zorlanarak helal mi kazanacaksın? Yoksa kolayı seçip haram mı?
Ya cevaplar...
Hayat her an soru sorar insana, herkese hayattaki rolüne uygun sorular... Rolü benzer olanların soruları da benzerdir aslında. Bir öğrenciye dersleri, bir anneye çocukları, bir erkeğe para kazanma süreçleri ile ilgili... Soru stilleri değişiktir ama beklenen cevap hep aynıdır. Çünkü gerçek tekdir.
Benzer soruların benzer cevapları vardır hayatta. Bu da deneyim çıkarmayı sağlar insana. Kendi hatalarından, başka başka hayatlardan, hatta doğadan. Benden önce benzer sorulara doğru cevap vermiş olanlardan.
Bu hayatı yaşayan, sorularına cevap veren milyonlarca insan geldi geçti. Soruları benzer olduğu gibi cevabı da bizimle benzer olan milyonlarca insan... "Doğru cevabı verenin stratejisi neydi? Yanlış cevap veren ne cevap verdi?" diye merak ettik mi? Sorular hep hayatımızda olacak. Ve bu sorulara doğru cevap veremezsek, probleme dönüşecekler. Problem benim cevaplayamadığım soru demektir. Ama mutlaka cevaplayan biri olmuştur. O halde insan henüz o problemi yaşamadan, yaşama ihtimali olan soruların cevaplarını bilebilir mi? Evet!
Mesela henüz evlenmeden, evlilikte karşılaşılabilecek soruların cevaplarını öğrenebilir insan. Ya da çocuk sahip olan, olmayana yapabileceği hataları anlatabilir. Ticarette iflas etmeden önce, iflasa götüren süreçleri söyleyebilir birileri.
Peki insan neden bu kadar insanın yaşadığını bilmesine karşın hiç sormaz?
Bu problemi çözen var mı diye bakmaz.
Sormalı...
"Ne yaparsam ne olur?" u iyi deşifre etmeli...
Yaşamadan önce bilme konforuna erişmeli...
Bu öyle büyük konfor ki çukura düşmeden yol almayı, kaybolmadan adres bulmayı, yitirmeden kıymet bilmeyi öğretir insana.
İnsanoğlu var olduğundan bu yana amacı hiç değişmemiştir. Mutlu başarılı olmak ve iyi ilişkiler kurmak.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi de insanın amacını amaç edinmiştir. "Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" programlarında sunduğu stratejilerle insanların dününden daha başarılı, daha mutlu ve daha marifetli olmalarına destek olur.
***
Cevapları öğrenmek güzel, öğrenebildiğimiz bir platformdayız....
YanıtlaSilGörüyoruz ki hayat seçimlerimizden ibaret.. Bize sorulan sorulara da seçimlerimizle cevap veriyoruz.. doğru seçimleri yapabilmek dileğiyle..
YanıtlaSilKaosun içindeki düzeni deşifre etmişsiniz. Hayat pek çoğumuza karışık gelen bilmece gibi. En ilginci de hep aynı sorular soruluyor olmasına rağmen yine yanılıyoruz.
YanıtlaSilProblemi çözmek zor .. problemi yaşamak ise kolay mı geliyor ? İnsan hep probleminde oyalanıp duruyor … oysa çözümde acısı geçecek çekerken ise acısı çoğalacak … ama insan bilmiyor …. Hep öteleme sürecinde
YanıtlaSilİnsanı deneyim transferi yapmaktan alıkoyan nedir? Egosu mu yoksa kaçmak istediği bedel mi? Doğru cevabı verebilecek bilinç açıklığımız olmasını diliyorum.
YanıtlaSilGüzel sorular 👍🏻🙂
SilAmin diyorum 🤲🏻
Gerçek çözüme ancak gerçek problemi bilerek ulaşabiliriz..
YanıtlaSil‘’Hayat her an soru sorar insana, herkese hayattaki rolüne uygun sorular... Rolü benzer olanların soruları da benzerdir aslında. ‘’ kolaylaştırılmış olanı zorlaştırmak konusunda üstümüze yok ne yazıkki:(
YanıtlaSilİnsanların deneyimlerini dinlemeyi çok severdim, meğerse düşündüğümden daha anlamlıymış ..
YanıtlaSilİnsan gözünün, kaşının, ten renginin, boyunun, kilosunun, parmak izinin herkesten farklı olduğunu bildiğinde yaşadığı problemleri sorunları da kendine özgü zannediyor. Bu problemi sadece ben yaşıyorum diye düşünüyor. Burada başlıyor insanın sorunlarda boğulması deneyim transferi yapamaması... Oysa tüm insanlarla ortak olan özelliklerine bakabildiğinde problemlerinde ortak olduğunu ve bir çözümünün olduğunu görme imkânı oluyor.
YanıtlaSilBu derece farklı olduğumuzu zannedip şaşırtıcı seviyede benzer yaşantılar sergilemek biz insanoğluna ait bir tezat... Bunun sonucunda problemlerimize ve krizlerimize subjektif muamelesi yapıyoruz.
YanıtlaSilGeniş açıdan baktırdığınız için teşekkürler 👍
sahne aynı, roller başka.. benzer problemleri yaşayan insanlar varken neden insan o yaşananlardan ders çıkarıp hayat konforunu arttırmaz.. Yanılgımız herşeyi sadece bize özelmiş sanmak.. Hayatın mesajlarını anlayabilmek, deneyimleri transfer edebilmek duasıyla..
YanıtlaSilAh o konfora öyle ihtiyaç var ki-adımları rahatlamak için atıyoruz. Bir bakmışız daha da daralmışız...
YanıtlaSilİnsanoğlunun yanılgılarını ne de güzel yazmışsınız..
YanıtlaSilYasamadan bilme konforuna sahip olabilmek herkesin ihtiyacı.. bu ihtiyacı fark etmek lazım..
YanıtlaSilBiz hep başımıza geldiğinde öğrenmeye çalışıyoruz fakat o zaman da iş işten geçiyor. Kısıtlı süremiz var ve oyalanacak vakit yok. Problemleri çözmek hayatı kolaylaştırmak oysa ...
YanıtlaSilİnsan kendini farklı zannediyor ama öyle değilmiş. sorular aynı cevaplarda aynı olunca bu da bize sınava hazırlanırken kolaylık sağlıyor. Yani sorular sınavda bilinen yerden çıkıyor. bilmediğimiz yerden değil.
YanıtlaSilhayatın bize sorduğu sorulara doğru cevap verebilmek, ne güzel bir bakış açısı...
YanıtlaSilEmeğinize sağlık... Hakikaten hayatın bize sorduğu soruları doğru cevaplayabilmek çok üst bir transfer yaşamadan öğrenmek..
Silumarım verebiliriz..
SilProblemlere güzel bir yaklaşım insan neden Deneyim Transferi yapamıyor? Bunu anlayanlardan olmamız temennisiyle…
YanıtlaSilduymaya çok ihtiyacımız olan bir konuydu emeklerinize sağlık...
YanıtlaSilMüthiş bir konfor gerçekten, elimde yol haritasıyla problemlerimin çözümüne doğru düşmeden , kaybolmadan , kandırılmadan gidebilmek…
YanıtlaSilGerçeğe ulaşabilmek en büyük konfor…
YanıtlaSilBirileri birilerinden önce o problemi yaşamış, kimi çözebilmiş, kimi çözememiş… Ne büyük konfor çözümü bulanların yöntemini uygulayıp çözümsüz görüneni çözebilmek… Çok güzwl bir yazı✏️🌷
YanıtlaSilİnsan bir yolda... Her yer sis ve önünü göremediği bir yol. Önüne koskocaman bir taş çıkıyor engel yani. Ona kızmaya bağırmaya, hep benim başıma gelir zaten demeye başlıyor. Ağlıyor, taşa tekme atıyor, orada duruyor. Ancak bu taş acaba neden benim önümde demeyi aklına getiremiyordu. Daha sonrasında taşın üzerine çıkınca meğerse o kocaman kaya kadar arkada bir çukur varmış. Eğer o kaya olmasaydı çok daha büyük bir problemi olacakmış. Yani bazen durup düşünmemiz gerekiyor. Aslında problemler hayatımızı bozmak için değil düzeltmek için geliyor...
YanıtlaSilHer doğru cevap bir kat üste, her yanlış cevap bir kat alta indirecek bu sınavda... Dikkat et, hayatı öylesine yaşama!
YanıtlaSilÇok bilgilendirin bir yazı oldu ...artık karşılaştığım problemlere başka bir çerçeveden bakacağım , teşekkürler
YanıtlaSilÇok güzel bilgiler, elinize sağlık...
YanıtlaSilÇukura düşmeden yol almak. Ne güzel ifade etmişsiniz. Gerçekten ne büyük konfor..
YanıtlaSilHayatın bize sorduğu sorulara verdiğimiz cevaplar hayatımızı dizayn ediyor. Sorular da cevaplarını bildiğimiz ama nedense hep görmezden geldiğimiz yerlerden geliyor :)
YanıtlaSilÇok doğru 👍🏼
SilNe yaparsam ne olur?" u iyi deşifre etmeli... Bunu deşifre edince zaten ne güzeldir yaşamak … 🧡
SilHer konuda farklı olmak istiyor insan problemi çözümü başarısı en farklı olup nefsini tatmin etmeye çalışıyor
YanıtlaSilHayatın yasalarını bilmek ne büyük bir konfor problem çözmek için
YanıtlaSilYaşamadan önce bilme konforu ne büyük bir zenginliktir..ah keşke bilselerdi!
YanıtlaSilBu kadar benzer şeyleri yaşarken, benzer problemler ile uğraşırken doğru cevapları bulamamıyoruz.
YanıtlaSilÇünkü düşünmüyoruz. Çünkü hayatın içinde nereye yol aldığımızı bilmeden, neyin neden olduğuyla ilgilenmeden sadece isteklerimizin peşinden koşturup duruyoruz. Hayat, durup etrafımızda olan biteni algılamanız için bizi yavaşlamaya çalışsa da hırsla, inadına koşmaya çalışıyoruz. Durumun farkında olanlar bilincimizi açmaya çalışsa da onları da duymuyoruz.
Durup düşünmek ve farkına varıp çözümler için adım atmak dileğiyle:)
Bu güzel anlatım için teşekkürler 🌼
insanlarla boğuşmaktan kendi problemimizi göremez olduk
YanıtlaSilbir kendimize dönebilsek
ah bir dönebilsek...
başkasının kusurunu bırakıp
kendi kusurumuzu görebilsek
ah bir görebilsek...
İnsanoğlu tencereye patates koyup neden fasulye yemegi olmadı diye hayatı suclayan değişik bir canlı:)
YanıtlaSilDaha da ilginci bir sonraki denemede hala patates koymaya devam etmemiz..