Suyun Halleri, İnsanın Halleri

 Suyun Halleri, İnsanın Halleri

Hepimiz biliriz suyun üç hali vardır. Katı, sıvı ve gaz... Peki ya insanında su gibi halleri varsa...

Doğada insanın varlığı tıpkı su gibi sıvı haldedir. İnsanın vücudunun üçte ikisi sudan oluşur.         

Nasıl ki, iki hidrojen, bir oksijenle birleştiğinde suyu meydana getiriyorsa, insanlar da su gibi olabilmek için birleşmek zorundadır. Bu yüzden ilişki kurmak zorundadır. Bir değil, birleşen olmak zorunda insan. Tıpkı suyu oluşturan elementler gibi...

Su, sıvı haldeyken bulunduğu kabın şeklini alabilir. İnsanda birleştiği insanın özelliklerini alabilir.

 İnsan bu; Sudan sebeplerle, sudan ucuz yapabilir hayatını... Suya sabuna dokunmadan, insan insanı suya götürüp susuz getirebilir. Su içene yılan bile dokunmazken, insan suyu bulandırmak için su uyusa bile düşman olur uyumaz.

Büyükler eskiden su verene “Su gibi aziz ol” derlerdi. İnsan su gibi oldukça, aziz olabilir. Aziz olana yaklaşabilir. Ancak ne suyun azizliği kalıcı ne de insanın azizliği kalıcı... Hepsi geçici... Her ikisi de sıvı halden, katı hale geçebilir. Buz olabilir. Kalıcı olan Aziz olanın kendisi...

Biz buz olmuş suyu doğada kar tanesi olarak görebiliriz. Her insanın parmak izinin tek olması gibi hepsi kendine özgü birer kar tanesi.

Suyun katı halinin taneleri birbirinden farklı, insanların parmak izleri birbirinden farklı...

Yere düşen kar tanesi bir süre sonra sıcaklık artınca erir. İnsan süresi dolunca ölür.

Kar tanesi erir geçer, insan ölür geçer. Kalıcı olan Evvel ve Ahir olanın kendisi.

Su ısınır buzken, sıvı olur tekrar… Sıcaklık yükselir, su buharlaşır, bulut olur...

Bulut bazen sise döner. Yeryüzüne iner sadece suyun buhar halidi. İnsan unutur bunu… Bazen insan bulut olur ya da bazen bulutların üzerinde olur, bazen de sis olur kaplar yolu, alabildiğine görüş mesafesini azaltır.

Bulut bu. Toplanır, yağar yağmur olur. Birken bin olur. Damlaları yere iner toprağa bereket olur, canlılara yaşam olur. En önemlisi insana hayat verir.

İnsan bu, bir damla sudan can bulur, o candan başka canlara vesile olur. Anne olur, baba olur... Zaman da her şey gibi geçer, süre biter. Sonra toprak olur...

İnsan bu topraktan sudan olduğunu unutur... Dövme ile ismi, resmi kazıttırır tenine, mutluluklarını fotoğraflaştırır unutmak istemezcesine... Sonunda unutur onları. Mutluluk da gelir, geçer. Peki kalıcı olan ne?

İnsan bu... Topraktan sudan olduğunu unutur... Ölümü, ayrılığı, yokluğu yaşar... Anda, o acıya yenik düşer. Ama acısı da geçicidir. Unutur acıyı biter. Acı da gelir geçer. Peki kalıcı olan ne?

Hangi canlı ya da cansız varlık bu hayatta kalıcı olabildi ki? Asırlık çınarlar kaç asırdır var, kaç asır daha yaşayacak?

Hangi devlet insanlık tarihinin başlangıcından bugüne kadar yaşayabildi ki. En uzun yaşayan insan kaç yıl yaşadı?

Hangi buluş bulunduğu şekliyle kaldı? Geçici olup yenisi bulunmadı? Telefondan, cep telefonuna gelinmedi mi?

O zaman her şey geçici…

İnsanda geçici, suda geçici…

Kalıcı olan tek gerçek, suyu da insanı da yaratan Hakk’ın kendisi...

  ***

İnsanoğlu var olduğundan bu yana amacı hiç değişmemiştir. Mutlu başarılı olmak ve iyi ilişkiler kurmak. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi de insanın amacını amaç edinmiştir. "Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" programlarında sunduğu stratejilerle insanların dününden daha başarılı, daha mutlu ve daha marifetli olmalarına destek olur. 

"Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen biri vardır.

***