Büyük Çerçeve
İnsan
bu... Amaçsız yaşayamaz.
Toplamda
onu zarara ve mutsuzluğa da götürecek olsa hep bir şeylere ulaşmaya, bir
şeyleri elde etmeye çalışır.
İsteği
mutlu ve başarılı olmaktır.
Çoğu zaman irdelemez bile elde edeceği şeylerin ona neler getirip, neler götüreceğini...
Seçimler
yapar hayat boyunca.
Her
şeyin kurulu olduğu bu düzende yapması gereken tek şey seçimdir oysa.
Karar vermek en insani özelliğidir. Bir tek iradeye sahip olan canlı insandır çünkü.
Peki,
kolay olanı mı seçer, yoksa zor olanı mı?
Oysa
kolay olan da basit olmayabilir ama başta göremez insan...
Büyük çerçeveyi olabildiğince görebilmesi için gerçeği merak etmesi gerekir.
Hayatımı
anlamlı kılan şey nedir?
İşte
en zoru gerçeği bulmaktan ziyade onu kabul etmektir.
Neden kabul etmekte zorlanır, neden onu her yönüyle göremez insan?
Bazen
bir ilişkinin ona zarar verdiğini bile bile bırakamaz, bazen bir davranışın onu
kötüye götürdüğünü bile bile vazgeçemez.
Bazen
yapması gerektiğini bildiği şeyleri yapamaz.
Çocuğunu
yetiştirirken bir yerlerde sıkıntı olduğunu fark eder ama düzeltmeye güç
bulamaz.
Hayatın
ona acımasız davrandığını düşünürken yanlış kararlarına bir yenisini daha
eklemekten geri duramaz.
Bazen
tarafını net belli etmesi gerekir ama edemez.
Çoğunluk
yanlışı savunurken, yanlışa doğru derken, “hayır doğrusu bu” demesi gerekir ama
diyemez.
Yaptığı
hatada onu uyaran vicdanını, susturmak yerine dinlemesi gerekir ama dinleyemez.
Peki, neden mutlu ve başarılı olmak varken en akıllı diye gördüğümüz insan bile kendini aşağıya çekmeyi tercih eder?
Zihin
bilir aslında. Gerçeği arar ve bulunca inanır ama kabul etmeyebilir.
Kimi
insan var ki bu gerçeği kalbine indiremez.
İstekleri
ve yaşantısı sonucu o gerçekleri reddeder.
Başına olaylar gelir, yaşar ve geçer... Ağlar ve geçer… Öfkelenir ve geçer… Suçlar hayatı ve geçer…
Kimi
insan da sormaya başlar.
Hayatı
film şeridi gibi gözlerinin önünden geçer.
Neyim,
neredeyim, ne yapıyorum?
Ve büyük çerçeveyi gördükçe, düşünür insan...
Bir
çiçek bile gerek rengi gerek kokusuyla etrafına güzellik saçarken, ya ben?
Nefes almak, yemek, içmek, eğlenmekten ibaret gördüğüm hayatımda sıradan bir çiçek kadar bile fayda vermeden göçüp gidecek miyim?
O zaman rastgele olmamalı!
Yaşadığım
şeyler öylesine mi, karşılaştığım olaylar, kişiler benden bağımsız olabilir mi?
Bir
anlamlı olmalı yaşadıklarımın...
Bir
anlamı olmalı kendimde, sevdiklerimde, tanıdığım herkeste kalan izlerin...
Bir
geri dönüşü olmalı rastgele, canımın istediği gibi davrandığım olayların...
Seçimlerimin...
Beni
amacıma götüren, hedefime ulaştıran bir yönü olmalı...
sürekli çabalayıp ilerlemediğini görünce insan durup düşünmeye başlıyor.... çabam mı boşa yoksa ben yanlış yere mi duvar örüyorum?
YanıtlaSilTeşekkürler
YanıtlaSilİnsan bu... Amaçsız yaşayamaz✨🌸🌸🌸
YanıtlaSilBir anlamı olmalı amaçlarımın da....
Sil