“Amaaan,
yine olmadı...”
“Off!
Offff!”
“Yapıyorum
yapıyorum, yok! Bence benim iradem zayıf... Olmuyor yani... Zorlamanın anlamı
yok!” diye başlayan cümleler...
Ve
hayal kırıklığı olan hikayeler...
Sahi
neden olmuyor? Sabah uyanmış, heyecanla “Başlıyorum diyete, bu sefer kilo
vereceğim!” diyor ama birkaç gün sonra bırakıyorum. Başarısız bir sürü
deneme... Sonra zaten ben kilo veremiyorum ki deyip hepten ümidi kesmeler...
Eee,
insan tüm canlılardan üstün yaratılmış mıydı? İstediği şeye ulaşabilecek
kapasitesi varken o zaman neden insan istediği şeye ulaşamaz ki? Kendisine
engel olan da nedir?!
İnsan
belirlediği hedefe ulaşır yeter ki karar almış olsun, net olsun! Ama sadece
istekse; yani netliği yoksa, karar alınmamışsa işler biraz zor.
Karar mı? Net
olmak mı?
Evet!
Daha önce hiç karar alıp net olmadın ki! “Ben zayıflamak istiyorum” deyince
insan zayıf olmaz ki!
“Ben
zayıflamak istiyorum” cümlesinin insanın hayatında bir karşılığı olmalı... Bir
net ol bakalım, kararlı olduğunu göster.. Haydi hodri meydan!
“Bu
sene üniversiteyi kazanmak istiyorum” diyen herkes üniversiteyi mi kazanıyor?
Yoo... Bir karşılığı var bunun değil mi?
Üniversiteyi
kazanmak istiyorsam eğer sınırlarım belli olmalı;
- “Bir
sene arkadaşlarımla daha az görüşeceğim,”
- “Daha
az gezeceğim,”
- “Her
gün şu kadar soru çözeceğim...”
Akşama
misafiri olan kadın “Mükellef bir sofra istiyorum” deyip, masa örtüsü serip
beklemiyor yani... Karar veriyor ve bedel ödemeye başlıyor. Yemekler yapılıyor,
sofralar kuruluyor. O anda terliyor, yemek kokuyor, çocuğuyla ilgilenemiyor.
Bir şeyleri yaparken bir şeylerden de vazgeçiyor…
Aslında
o istekte sorun yok. Ama isteği karara dönüştürdükten sonra ortaya konulması
gereken bir şey var. İşte insan tam da burada zorlanıyor. İstiyor ama emek
vermek zor geliyor.
Dolayısıyla
insan karar alamıyor. Sadece istek olarak kalıyor. Önüne en sevdiği pasta
geldiğinde pes ediyor. Bunu bir kaç kez deneyimlediğinde de artık konuyla
ilgili ümidi kalmıyor. “Defalarca denedim, denedim, denedim... Yok, olmadı...
Ben kilo veremiyorum!” deyip tüm ümidi de bitiyor...
Ahhh
şu ümit etmek... İnsanı ayakta tutan, hareketini sağlayan şey ümit etmek değil
mi? Ümit yoksa insan niye hareket etsin ki? Para kazanmaktan ümidi olmayan
neden işe gitsin? İnsan hiç evlenir mi mutlu bir aile kurma ümidi olmasa?
Toparlanma ümidi olmasa çocuğu için niye çabalasın? Terfi edebilme ümidi varsa
çaba gösterir. Yoksa herkes aynı
şartlara sahipse işi bir birine yüklemeye çalışır...
Evet
ümit çok kıymetli. İşte onu da aldıktan sonra bir insanın elinden her şeyini
almış olursunuz. Artık mücadele bile etmez.
Peki istek var
ama mücadele yoksa ne olur?
Sahip
olmak istediği ama sahip olamadığı konu ile ilgili kompleks yaşar insan. Çok güzel olmak isteyip
ulaşamadığında kendinden utanır. Çok para kazanma isteği varsa ve az kazanıyor
olmak onda komplekse sebep olur ve o insan kendini o konularda övme gereği
hisseder...
Gereksiz
kompleksler, gereksiz böbürlenmeleri de beraberinde getirir...
Yetersiz
hissettiği her konuda başkalarına sorar. Kompleks duyduğu her konuda kendisini
över.
İnsan
isteğini karara dönüştürmezse, her isteğini karar zannedip bu kısır döngüye
girer... İstekler ise ümitsizliğe, ümitsizlikler komplekslere, kompleksler ise
böbürlenmelere götürür.
O
zaman sadece kilo vermeyi istemek yetmez. Karar alıp uygulamaya geçmeli ve net
olmalı insan.
İnsan
ister... İster ama amaca ulaşmak için isteği konusunda karar aldığında başarıya
yaklaşır.
Peki
karar nasıl alınır?
***
Karar verdigin neyse... her neyse... onun için harekete geçtin fakat... Bir gün sana sonuç verilmeyeceği ihtimali bile bile... Yine de olsa yapmaya hazır mısın?
YanıtlaSilŞu sıra netlik kavramıyla ilgili sıkça duyduğum bir cümle var; "Net olan önde olandan hayırlıdır."
SilKarar da netlik sağlanmadan girilen her iş yarım kalır. İnsan bunu bilmediğinde başladığı bir çok iş te istediği sonuca ulaşamıyor. Netsen yolun yarısı bitmiş demektir😊
YanıtlaSil