Ana içeriğe atla

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Herkes mutlu olmak ister, oysa başarabilen çok azdır...

Bu Blogda Ara

Ana Sayfa

Kayıtlar

Ağlamak Mutlu Eder Mi?

ağlamak filistin gazze

+

Bağlantıyı al
Facebook
Twitter
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar

KALBİMİN RİTMİ

Eylül 25, 2024

Bağlantıyı al
Facebook
Twitter
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar

EYVAH OKULLAR AÇILDI

Eylül 18, 2024

eğitim okul seçim

+

Bağlantıyı al
Facebook
Twitter
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar

EY AŞK!

Eylül 03, 2024

+

Bağlantıyı al
Facebook
Twitter
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar

Sahne Senindi Oysa

Ağustos 21, 2024

+

Bağlantıyı al
Facebook
Twitter
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar

Haydi Bir Bağ Kuralım

Ağustos 02, 2024

Bağlantıyı al
Facebook
Twitter
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar

Diğer yayınlar

Mutlu olmak bu kadar zor mu?

Bu blog mutlu olmanın yolunu arayanlara, mutluluğu bulmuş olanların hediyesidir. Sadece oku...

Mutlaka Oku!

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Deneyim Neden Önemli ?
Deneyimsel Tasarım Öğretisi Makaleler

KOMŞU BASKISI
DTÖ Seminerler
DTÖ Gerçeği.com
Yahya Hamurcu

Popüler Yayınlar

Ağlamak Mutlu Eder Mi?

Ağlamak mutlu eder mi insanı? Sen ağla yeter ki… Ağlamak istemediğimiz bir duygu Keşke hiç ağlamasak değil mi? Çocuğu ağlıyor diye mutlu olan olur mu? Doğumdan sonra olur… Oksijenle ilk kez karşılaşınca, Yanınca ciğeri ağlar çocuk… O ağlarken, mutluluk gözyaşı döker anneler… Çocuğu ağlıyor diye mutlu olan olur mu? Gazze’de, olur… Bomba düştüyse evine… Her yer toz duman olduysa… Geliyorsa ağlama sesi “kurtarın” diye… Anladıysa çocuğu yaşıyor… Ama ağlıyor… Nasıl da mutlu olur annesi kim bilir… Çocukları ağlamasın ister aslında anneler Ama hangi durumda ağlasın ister? Un ufakken her yer, parçalanmamışsa çocuğun… Ağlasa da bulsam diye bir ses ararsın, Sesi çıkmayan çocuk çok üzer o anneyi… Koklayacak eşyası da kalmıyor ardından, Ziyaret edeceği mezarı da… Az önce vardı, Çok az önce… Beraber meyve yiyorlardı… İçeri çay getirmeye gitmişti… Ne bilsin son gidişi olduğunu… Ne bilsin ağlamayacak bir daha… Daha dün kızdı, ağlıyor diye… Bugün ağlamıyor diye mutsuz o anne… Demek ki her duygu çok a

Palestine Cola!

Fahiş fiyatlarla satılıyor... Doğru duydunuz, diğer kola markaları tüm dünyada market zincirlerinde yüzde elli indirimde. Bu kola farklı, bu kola çok pahalı. Peki, neden bu kadar pahalı? Bu kolanın hitap ettiği müşteri kitlesi çok dar. Bu kitle tek bir ülke vatandaşından değil. Bu kitle, Meksika’dan Afrika’ya kadar her ülkeden çok farklı insanlardan oluşuyor. Birbirlerini tanımıyorlar. Ama bir araya geldiklerinde sanki birbirlerini yıllardır tanıyormuş gibi hissediyorlar… Farklı diller konuşuyorlar. Ama birbirlerini anlıyorlar. Onlar farklı renkteler ama aynı yön e bakıyorlar. Aynı yön de aynı amaçla birleşiyorlar. Bu kolayı satın alırsanız size çeşitli maliyetler yükleyeceğinden emin olabilirsiniz! Peki nedir bu maliyetler? Filistin bayrağı ile sokaklarda gösteri yaparsanız her an polis sizi tutuklayabilir… Büyük medya şirketleri sizi bu kola ile birlikte görürse sizi kınayabilir… İşyerinizden atabilirler… Bu seçiminizden dolayı daha bedel l

EY AŞK!

Nil'in kalbi güm güm atıyordu. Ahmet’i düşünmediği tek bir an yoktu... Kampüste sürekli karşılaşmaya çalışıyor, onunla aynı ortama girmek için türlü türlü bahaneler uyduruyordu. Sonunda Ahmet de onu fark etti. Numarasını istediğinde ayağı yerden kesilmişti. O gün eve uçarak gitmişti. Dünyanın en mutlu insanıydı…Çok mutlu olacaklardı, emindi… Her sabah erkenden kalkıp özenle hazırlanıyor, en güzel kombini oluşturmaya çalışıyordu. Tek isteği Ahmet’in beğenmesi olan Nil, ondan övgü almak için gözünün içine bakıyordu. Beğenmezse diye aklı çıkıyordu. Ahmet sabah güne nasıl başladı, gece iyi uyudu mu? Nil gerçekten her gün merak ediyordu. Ahmet kahvaltıda simit çay sevdiği için okula geçmeden mutlaka simitçiye uğramak rutini olmuştu. Hem O’nun yolu üzerindeydi; Ahmet için ters yöndü. Ahmet'le bulundukları ortamda, Ahmet'in hoşlandığı bir konu geçtiğinde hemen araştırıyor öğreniyor, o konuda bilgi sahibi olmaya çalışıyordu. Onun arkadaşlarıyla iyi geçinmeye çalışıyor, ortaml

Ömür Dediğin

Saniyeler birbiri ardınca oluşturur dakikaları… Dakikalar birleşir saatlerde... Ve saatler bir araya gelir, bir gün olur... O günler birike birike bir ömür olur. İnsan bazen o günlerden birinde kalır Tüm ömrünü orada takılı bırakır Sahi, yazık değil mi geçmişle geçen geleceğe? O bir gün yeniden yeniden yaşanır mı tüm ömür de? Üstelik geçen zamanı yerine koyamayacağını bile bile… Geçmişini unutma! Unutma ama geçmişinde de yaşama geleceğini. Her gün bir deneyim aslında; Ders çıkar zamandan. Aynı hataları tekrar tekrar yapmamak için. Ömür dediğin kısa bir zaman, boşa harcama.. O günün bittiyse üzülme, doğar yenisi… Sen iyi hazırlan sonraki güne… Sahip olduğun her anın kıymetini bil. Savurma zamanı, israf etme. Bir ömür var olacakmışsın gibi yaşama Senin olan, sadece yaşadığın an… O bir gün için, tüm ömrünü karartma; Anlardan oluşan güzel bir ömür yaşa… *** İnsanoğlu var olduğundan bu yana amacı hiç değişmemiştir. Mutlu başarılı olmak ve iyi ilişkiler kurmak. Deneyimsel Tasarım Ö

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir